JNBS
Üsküdar Üniversitesi

ARTICLES

Editorial

Brain mapping

Turkish Title : Beyin haritalama

Gökben Hızlı Sayar,Nevzat Tarhan
JNBS, 2015, 2(3), p:89-90

DOI : 10.5455/JNBS.1445369647


Review Article

N-Acetylcysteine in treatment of Trichotillomania

Turkish Title : Trikotilomanide N-Asetilsistein kullanımı

Hüseyin Bulut,Gökben Hızlı Sayar
JNBS, 2015, 2(3), p:110-113

DOI : 10.5455/JNBS.1446409071

Trichotillomania is a chronic mental disorder characterized by recurrent hair-pulling. Hoarding, excoriation and trichotillomania are classified as obsessive-compulsive related disorders in DSM-5, which share similar clinical presentations, characterized by inappropriate and excessive repetitive behaviors and dysregulation of inhibitory control processes. Research evidence suggests that abnormalities in the cortico-striato-thalamic-cortical circuits are one of the key factors underlying the pathophysiology of obsessivecompulsive related disorders, including trichotillomania. Glutamate is the primary neurotransmitter within the cortico-striato-thalamiccortical circuits. Therefore, the use of glutamate-modulating agents is subject to interest for obsessive-compulsive related disorders. N-acetylcysteine, a derivate of the amino acid L-cysteine, has been explored as potential therapy for obsessive-compulsive related disorders, including trichotillomania. Pharmacotherapies that target the prefrontal glutamatergic system, such as N-acetylcysteine, may correct the underlying pathophysiologic abnormalities and symptoms of trichotillomania. Even a limited number of studies are suggesting that N-acetylcysteine is a promising treatment option, these studies did not assess treatment effects exceeding 3-4 months treatment period. Longer term effects of N-acetylcysteine therapy in trichotillomania require further evaluation.

Trikotilomani tekrarlayan saç çekme ile karakterize kronik bir ruhsal bozukluktur. DSM-5’te istifleme, ekskoriasyon ve trikotilomani, uygunsuz ve aşırı tekrarlayıcı davranışlar ve inhibitör kontrol süreçlerinin bozulması ile karakterize benzer klinik sunumlar paylaşan bozukluklar olarak “obsesif-kompulsif ilişkili bozukluklar” olarak sınıflandırılır. Araştırma bulgularına göre kortiko-striato-talamik-kortikal devrelerde anormallikler, trikotilomaninin de dahil olduğu obsesif kompulsif ilişkili bozuklukların patofizyolojisinde yer alan en önemli faktörlerden birisidir. Glutamat kortiko-striato-talamik-kortikal devrelerde birincil nöroiletkendir. Bu nedenle, glutamat modüle edici ajanların kullanımı, obsesif kompulsif ilişkili bozukluklar için ilgi çekicidir. N-asetilsistein, amino asit olan L-sisteinin bir türevidir ve trikotilomani de dahil olmak üzere, obsesif kompulsif ilişkili bozukluklarda potansiyel tedavi olarak incelenmiştir. N-asetilsistein gibi prefrontal glutamaterjik sistemi hedefleyen farmakoterapiler, trikotilomani belirtileri ve altta yatan patofizyolojik bozukluklarda etkili olabilir. Sınırlı sayıda çalışmada N-asetilsistein umut verici bir tedavi seçeneği olarak izlenmiş olsa da bu çalışmalar 3-4 ay tedavi süresini aşan etkinliği değerlendirmemiştir. Trikotilomaninin N-asetilsistein ile tedavisinin uzun dönemli etkileri incelenmelidir.


Case Report

Melodic Intonation Therapy in an aphasic patient

Turkish Title : Afazik bir olguda Melodik Entonasyon Terapisi

Sima Arslan,Eylem Özten,Gökben Hızlı Sayar
JNBS, 2015, 2(1), p:32-33

DOI : 10.5455/JNBS.1422264169

Communication deficits resulting from aphasia can negatively impact stroke survivors’ social life. It has been reported that patients with severe non-fluent aphasia are better at singing lyrics than speaking the same words. Based on lesion studies, it is generally proposed that the right hemisphere is dominant especially for melody production. We present a 28-year-old woman with non-fluent aphasia as the result of a left hemisphere ischemic stroke involving mainly the superior division of the middle cerebral artery, and classified as having Broca’s aphasia. She was taken into melodic intonation therapy with speech therapy. Singing is accessible and enjoyable for many people with aphasia and melodic intonation therapies may facilitate recovery in such non-fluent aphasic patients.

Afaziye bağlı iletişim sorunları strok hastalarının sosyal yaşamlarını olumsuz yönde etkileyebilir. Akıcı olmayan afazi hastalarının söyleyemedikleri kelimeleri şarkı içinde daha rahat söyleyebildikleri bildirilmiştir. Lezyon çalışmalarına göre melodi üretiminde ağırlıklı olarak sağ hemisfer görev alır. Bu yazıda orta serebral arterin superior bölümüyle ilişkili strok nedeni ile Broca afazisi olarak sınıflanmış akıcı olmayan afazi gelişmiş 28 yaşında kadın hasta sunulacaktır. Olguya konuşma terapisi ile birlikte melodik entonasyon terapisi uygulanmıştır. Şarkı söyleme birçok kişi için kolay yapılabilir ve eğlenceli bir etkinliktir. Akıcı olmayan afazi hastalarında melodik entonasyon terapisi iyileşme sürecini hızlandırabilir.


ISSN (Print) 2149-1909
ISSN (Online) 2148-4325

2020 Ağustos ayından itibaren yalnızca İngilizce yayın kabul edilmektedir.