ARTICLES
Original Article
Effect of ovarian hormones on memory suppression
Turkish Title : Ovaryen hormonların anımsamada bastırma üzerindeki etkisi
Muge Aslankara,Ali Bayram,Nevzat Tarhan,Ayla Arslan
JNBS, 2014, 1(3), p:63-66
Several studies suggest that memory suppression in humans occur as an active process of executive control, mediated by regions of prefrontal cortex, which is a substrate for ovarian hormones. However the effect of ovarian hormones on this process is not known. In order to address this question, we utilized the quantitative analysis of ovarian hormones in combination with the procedure of a memory control model, the think (T) /no think (NT) paradigm in a within-subject design study. We compared the rate of memory control between the follicular (low estrogen and progesterone) and mid-luteal (high estrogen and progesterone) phases of regularly cycling healthy women. Our data demonstrate that during midluteal phase, 63.6 % of subjects are able to ‘suppress’ or actively forget (significantly less % recall below the baseline) previously learned word pairs in the ‘NT condition; i.e., not to think the target word associated with the cue word’. However during the follicular phase there was no effect of ‘NT condition’ on the active forgetting of word pairs below the baseline as assessed by the memory test applied after the T/NT procedure. Thus, our results indicate that ovarian hormones are associated with the process of memory control.
Çeşitli çalışmalar, insanlarda bellek kontrolünün (anımsamada bastırma) yürütücü bir işlev olarak prefrontal korteks denetiminde aktif bir mekanizma ile gerçekleştiğini göstermiştir. Prefrontal korteksin ovaryen hormonların müdahalesine oldukça açık olduğu bilinmekle birlikte bu etkinin anımsamada bastırma işlevi sırasında nasıl bir rol oynadığı bilinmemektedir. Burada sunulan çalışma bir bellek kontrolü modeli olan düşün/düşünme paradigmasını (think /no think paradigm) kullanarak ve ovaryen hormonların kantitatif olarak analiz edildiği denek-içi desen düzeneği ile bu soruya cevap aramaktadır. Menstrual siklusun foliküler (düşük estrojen ve progesteron) ve midlüteal (yüksek estrojen ve progesteron) fazlarındaki bellek kontrol oranları kıyaslanmıştır. Veriler göstermektedir ki midlüteal fazda, deneklerin % 63.6 si, önceden öğrenilmiş kelime çiftlerini ‘düşünmeme koşulu’ yani ‘ip ucu kelimesi ile ilişkili hedef kelimesini düşünmeme koşulu’ (NT condition)- sırasında aktif unutma (anımsamada bastırma) becerisi göstermiştir (istatiksel olarak anlamlı bir şekilde kendiliğinden unutma oranına göre daha çok unutma ya da daha az hatırlama). Ancak ‘düşünmeme koşulunun’ bellek kontrolü üzerindeki bu etkisi, düşün/düşünme prosedürünü takiben yapılan bellek testleri ile gösterildiği gibi foliküler fazda gözlenmemiştir. Bu sonuçlar bellek kontrolü işleminin ovaryen hormonlar ile ilişkili bir durum olduğunu göstermektedir.
Case Report
QEEG related changes following the treatment of anxiety disorders: Case series
Turkish Title : Anksiyete bozukluluklarında tedavisi sonrasında qEEG değişiklikleri: Olgu serisi
Cumhur Tas,Habib Erensoy,Yelda İbadi,Elliot Brown,Nevzat Tarhan
JNBS, 2014, 1(1), p:9-13
Anksiyete bozuklukları yeni tedavi ve bireye özel izlem stratejilerinin geliştirilmesi gereken heterojen bir hastalık grubudur. Günümüzde biyolojik yaklaşımların psikiyatri klinik pratiğine aktarılmasına her geçen gün artan bir ilgi olmaktadır. Bu bağlamda kantitatif EEG, diğer nörogörüntüleme yöntemlerine göre değeri görece olarak göz ardı edilse de oldukça etkin bir araçtır. Bu olgu serisinde, farklı anksiyete spektrum bozukluklarına sahip dört olgunun tedavi öncesi ve sonrası qEEG ölçümlemelerisunulmuştur. Buna ek olarak, “EEG kordans” değeri olarak tanımlanan, beyindeki yerel kan akımının ve singulat korteks aktivitesinin göstergesi olarak kabul edilen değerlerin, teta frekans bandındaki sayısal değerleri hesaplanmıştır. Sonuçlara göre, tedavi öncesinde vakalarda frontal bölgede teta ve beta bandında izlenen artış tedavi sonrası normale dönmüştür. Ayrıca, prefrontal bölgedeki teta kordans değerlerinin tedavi sonucunda %38 oranında azaldığı saptanmıştır. Önceki yapılmış çalışmalar ışığında bu azalma singulat korteks aktivitesindeki tedavi sonrası azalma ile ilişkili olabilir. Bulguların olası sonuçları makalede tartışılmıştır. Bütün olarak ele alındığında, bu olgu sersi qEEG güç, z-skoru ve kordans değerlerinin anksiyete bozukluklarında kullanılmasının potansiyel faydalarının altını çizmektedir.
ISSN (Print) | 2149-1909 |
ISSN (Online) | 2148-4325 |
2020 Ağustos ayından itibaren yalnızca İngilizce yayın kabul edilmektedir.