ARTICLES
Original Article
Turkish Title : Sosyal anksiyete bozukluğu hastalarında bipolar bozukluk ektanısı atipik depresyon ile ilişkili olabilir mi?
Ava Şirin Tav,Tonguç Demir Berkol,Yusuf Ezel Yıldırım,Hanife Yılmaz,Zengibar Özarslan,Habib Erensoy
JNBS, 2019, 6(1), p:28-32
Social anxiety disorder (SAD) is one of the most common psychiatric disorders and frequently co-exists with other psychiatric conditions, primarily with mood disorders. MD is the most common psychiatric comorbidity in patients with SAD, and the association of anxiety disorders and bipolar disorder with atypical depression, which is included in diagnostic guidelines for MD as a subgroup, has been well established. The present study aims to determine if SAD patients with comorbid atypical depression or bipolar disorder show differences in terms of symptomatology and disease course compared to SAD patients without bipolar disorder. We hypothesize that social phobia patients may have subgroups within themselves and the processes of these subgroups may be different from those of known SAD patients. In this study a retrospective chart review was performed for patients who had applied to the Psychiatry Outpatient Unit, Kartal Research and Training Hospital, during a 7-month period in 2018. The study had a retrospective design. A total of 82 patients diagnosed with Social Anxiety Disorder based on a SCID-I interview for DSM-IV were included in the study. Of the 82 SAD patients, 16 patients (19.5%) had also co-existing BPD. All SAD patients with comorbid BPD had at least one major depressive episode history, while 15 (93.7%) SAD patients with comorbid BPD exhibited atypical features in at least one episode. Thus, we identified an association between SAD/BPD and atypical depression and discussed the importance of this co-occurrence in terms of clinical evaluation.
Sosyal Anksiyete Bozukluğu (SAB) en yaygın görülen psikiyatrik rahatsızlıklardan biri olup başta duygudurum bozuklukları olmak üzere diğer psikiyatrik hastalıklarla ile sıklıkla birlikte görülmektedir. SAB olan kişilerde Major Depresyon (MD) görülme sıklığının yüksek olması her iki hastalığa bağlı antidepresan kullanımına yaygınlığına sebep olmaktadır. SAB’na en sık eşlik eden psikiyatrik rahatsızlık olan MD tanı kılavuzlarında bir alt grubu olarak belirlenen Atipik Depresyonun daha önceki çalışmalarda Anksiyete Bozuklukları ve Bipolar Bozukluk (BPB) ile olan ilişkisi ortaya konulmuştur. Atipik Depresyonun SAB ile de komorbid olarak daha sık görüldüğünü belirten yayınlar olmakla birlikte bu birlikteliğin Atipik Depresyonun tanı kriterlerinden olan “başkaları tarafından kabul görmemeye duyarlılık”ın SAB’ndaki psikopatolojinin temelinde de yer almasının rol oynadığı düşünülmektedir. SAB’na komorbid olarak BPB sıklığındaki yükseklik hastalık seyri ve tedavi düzenlenmesi açısından daha dikkatli olmayı gerektirmektedir. Bu çalışmaya alınan kişiler; Kartal Eğitim ve Araştırma Hastanesi Psikiyatri Polikliniği’ne 2018 yılı içinde, 7 ay boyunca ayaktan takip edilen poliklinik hastaları arasından dosya taraması şeklinde alınmıştır. Çalışmamız retrospektif olarak yapılmıştır. Çalışmaya alınan kişilere, klinik görüşme (SCID-I) ile DSM-IV’e göre Sosyal Anksiyete Bozukluğu tanısı almış 82 kişi dâhil edilmiştir. Çalışmamızda SAB ile BPB birlikteliği araştırılmış olup, depresif epizodların BPB eşlik eden hastalarda daha fazla olmak üzere çoğunlukla Atipik özellik taşıdığı saptanmıştır. SAB-BPB ve Atipik Depresyon ilişkisi ortaya konulmuş olup bu birlikteliğin sebepleri klinik değerlendirmedeki önemi tartışılmıştır.
Original Article
Sexual problems in women wıth major depression or anxiety disorder
Turkish Title : Majör depresyon veya anksiyete bozukluğu tanılı hadın hastalarda seksüel problemler
Tonguç Demir Berkol,Yusuf Ezel Yıldırım,Ava Şirin Tav,Hanife Yılmaz Çengel,İlker Özyıldırım
JNBS, 2019, 6(1), p:39-43
Although Sexual Dysfunction (SD) is included in classification systems as a diagnostic of its own, it may both be associated with other medical conditions and often accompany other psychiatric disorders. SD is more common in females than males and the decrease in sexual desire is the most common sexual problem in females. Major comorbid psychiatric disorders are major depression (MD) and anxiety disorders (AD). A total of 68 female patients admitted to the psychiatry clinic were included in the study. Of these, 24 were with MD and 44 patients with AD (7 OCD, 16 PD, 20 GAD, 1 SAD). The diagnosis was made by a psychiatrist using SCID-I / CV. All patients were non-medicated. After the diagnostic interviews, detailed interviews were conducted by the psychiatrist in order to evaluate the sexual function. Arizona Sexual Experiences Scale Female Form (ASEX) was performed to all patients, and our study was performed retrospectively with file screening. When the MD and AD patients were compared in terms of demographic and clinical characteristics, it was found that MD patients were significantly younger than the patients with AD in terms of age. All items of ASEX had statistical significance between the two groups. In our study, the most frequently observed sexual problem in patients with MD and AD was found to be a decrease in sexual desire and it seems to support the studies done in the past. Although sexual dysfunction is common in both groups, sexual life in MD patients is more negatively affected than AD patients.
Cinsel İşlev Bozuklukları (CİB) başlı başına bir tanı olarak sınıflandırma sistemlerinde yerini almakla birlikte hem başka tıbbi durumlara bağlı ortaya çıkabilmekte hem de sıklıkla diğer psikiyatrik hastalıklara eşlik edebilmektedir. CİB kadınlarda erkeklerden daha sık görülmekte olup, yurtdışında yapılan çalışmalarda cinsel istekte azalma kadınlarda en sık görülen cinsel sorundur. Ülkemizde ise batı toplumlarından farklı olarak vajinusmus ilk sırayı almaktadır. CİB’na sık eşlik eden psikiyatrik bozukluklar arasında major depresyon (MD) ve anksiyete bozuklukları (AB) dikkati çekmektedir. Çalışmamıza psikiyatri polikliniğine gelen toplam 68 kadın hasta alındı. Bunların 24’ü MD’li ve AB 44 hastası (7 OKB, 16 PB, 20 YAB, 1 SAB) idi. Tanı SCID-I / CV kullanarak psikiyatrist tarafından konuldu. Bütün hastalar ilaçsızdı. Tanısal görüşmelerden sonra cinsel işlevin değerlendirilmesi için ek olarak psikiyatrist tarafından detaylı görüşmeler yapılmıştır. Tüm hastalara Arizona Cinsel Yaşantılar Ölçeği Kadın Formu (ASEX) testi yapıldı ve çalışmalarımız dosya tarama ile retrospektif olarak yapılmıştır. MD ve AB tanılı hastalar demografik ve kinik özellikleri olarak karşılaştırıldıklarında hasta yaşı açısından MD hastalarının, AB hastalarına göre istatistiksel olarak anlamlı şekilde daha genç yaşta oldukları bulundu. ASEX’ in tüm maddeleri iki grup arasında istatistiksel anlamlılık içeriyordu. ASEX’in tüm maddeleri iki grup arasında istatistiksel anlamlılık içeriyordu. Çalışmamızda hem MD hem AB tanılı hastalarda en sık gözlenen cinsel sorun cinsel istekte azalma olarak bulunmuş olup geçmişte yapılan çalışmaları destekler görünümdedir. Cinsel disfonksiyon her iki grupta da sık olsa da, MD hastalarında cinsel yaşam AB hastalarına göre daha olumsuz etkilenmektedir
ISSN (Print) | 2149-1909 |
ISSN (Online) | 2148-4325 |
2020 Ağustos ayından itibaren yalnızca İngilizce yayın kabul edilmektedir.