Years
2014
Categories
Authors
ARTICLES
Mini - Review
Turkish Title : Serebellar mutizm
Goksin Sengul,Hakan Sahin
JNBS, 2014, 1(1), p:1-2
Cerebellar mutism has been a well-known clinical entity that develops in a subset of patients who have undergone resection of posterior fossa tumors. It is characterized by severely diminished or absent speech output as well as other neurological, cognitive, and behavioral impairments. Though increasing numbers of case reports and literature reviews that indicate the cerebellar mutism, the mechanism of occurrence and best therapeutic approaches are not established. This article reviews current status of this devastating complication with respect to epidemiology, anatomical substrate, pathophysiology, risk factors, treatment options, prognosis and prevention.
Serebellar mutizm arka çukur tümörlerinin çıkarılması sonrasında bir grup hastada geliştiği bilinen bir klinik tablodur. Bu tablo, konuşmanın bozulması veya hiç konuşamama ile birlikte diğer nörolojik, bilişsel ve davranışsal bozukluklar ile karakterizedir. Literatürde serebellar mutizmle igili vaka raporları ve derlemelerdeki artışa rağmen oluşum mekanizması ve etkin tedavi yaklaşımları henüz belirlenememiştir. Bu makalede, bu yıkıcı komplikasyonun görülme sıklığı, anatomik temeli, patofizyolojisi, risk faktörleri, tedavi seçenekleri, sonucu ve korunması açısından güncel durumu gözden geçirilmiştir.
Original Article
Mechanisms of short-term false memory formation
Turkish Title : Kısa süreli sahte bellek formasyonlarının mekanizmaları
Achille Pasqualotto,Michael J. Proulx
JNBS, 2014, 1(1), p:3-8
False memories are the erroneous recollection of events that did not actually occur. False memories have been broadly investigated within the domain of long-term memory, while studies involving short-term memory are less common and provide a far less detailed ‘picture’ of this phenomenon. We tested participants in a short-term memory task involving lists of four semantically related words that had to be matched with a probe word. Crucially, the probe word could be one of the four words of the list, it could be semantically related to them, or it could be semantically unrelated to the list. Participants had to decide whether the probe was in the list. To this task we added articulatory suppression to impair rehearsal, concurrent material to remember, and changes to the visual appearance of the probes to assess the mechanism involved in short-term memory retrieval. The results showed that, similarly to the studies on longterm memory, false memories emerged more frequently for probes semantically related to the list and when rehearsal was impaired by concurrent material. The visual appearance of the stimuli did not play an important role. This set of results suggests that deep semantic processing, rather than only superficial visual processing, is taking place within a few seconds from the presentation of the probes.
Sahte anılar aslında meydana gelmemiş/yaşanmamış olayların hatalı bir şekilde hatırlanmasıdır. Kısa süreli belleği içeren çalışmalar daha az yaygın ve bu fenomenin çok daha az detaylı bir “resmini” ortaya koymaktayken, sahte anılar uzun süreli belleğin alanı içerisinde geniş kapsamda araştırılmıştır. Çalışma kapsamında, katılımcıları birbiriyle semantik olarak ilişkili ve araştırılan kelime ile eşleştirilme zorunluluğu olan dört kelimelik listeleri içeren bir kısa süreli hafıza görevi ile test ettik. Kritik olarak, araştırılan kelime listedeki dört kelimeden biri, listedeki kelimelerle semantik olarak ilişkili, ya da listedeki kelimelerle semantik olarak ilişkisiz olabilirdi. Katılımcıların araştırılan kelimenin listede olup olmadığına karar vermeleri gerekmekteydi. Bu ödeve, kısa süreli bellekten geri çağırma mekanizmasını değerlendirmek için tekrarlamayı/prova etmeyi bozacak fonolojik baskılama, hatırlamayı eşzamanlı materyal ve araştırılan kelimenin görsel görünümüne değişiklikler ekledik. Sonuçlar, uzun süreli bellek çalışmalarına benzer şekilde, tekrarlama eşzamanlı materyallerle bozulduğunda ve araştırılan kelimeler listeyle semantik olarak ilişkili olduğunda sahte anıların daha sıklıkla ortaya çıktığını göstermiştir. Uyaranın görsel görünümünün önemli bir rolü yoktur. Bu sonuçlar kümesi, yüzeysel görsel süreçler yerine, derin semantik işlemenin araştırılan kelimelerin gösterilmesinden sonraki birkaç saniye içerisinde gerçekleştiğini göstermektedir.
Case Report
QEEG related changes following the treatment of anxiety disorders: Case series
Turkish Title : Anksiyete bozukluluklarında tedavisi sonrasında qEEG değişiklikleri: Olgu serisi
Cumhur Tas,Habib Erensoy,Yelda İbadi,Elliot Brown,Nevzat Tarhan
JNBS, 2014, 1(1), p:9-13
Anksiyete bozuklukları yeni tedavi ve bireye özel izlem stratejilerinin geliştirilmesi gereken heterojen bir hastalık grubudur. Günümüzde biyolojik yaklaşımların psikiyatri klinik pratiğine aktarılmasına her geçen gün artan bir ilgi olmaktadır. Bu bağlamda kantitatif EEG, diğer nörogörüntüleme yöntemlerine göre değeri görece olarak göz ardı edilse de oldukça etkin bir araçtır. Bu olgu serisinde, farklı anksiyete spektrum bozukluklarına sahip dört olgunun tedavi öncesi ve sonrası qEEG ölçümlemelerisunulmuştur. Buna ek olarak, “EEG kordans” değeri olarak tanımlanan, beyindeki yerel kan akımının ve singulat korteks aktivitesinin göstergesi olarak kabul edilen değerlerin, teta frekans bandındaki sayısal değerleri hesaplanmıştır. Sonuçlara göre, tedavi öncesinde vakalarda frontal bölgede teta ve beta bandında izlenen artış tedavi sonrası normale dönmüştür. Ayrıca, prefrontal bölgedeki teta kordans değerlerinin tedavi sonucunda %38 oranında azaldığı saptanmıştır. Önceki yapılmış çalışmalar ışığında bu azalma singulat korteks aktivitesindeki tedavi sonrası azalma ile ilişkili olabilir. Bulguların olası sonuçları makalede tartışılmıştır. Bütün olarak ele alındığında, bu olgu sersi qEEG güç, z-skoru ve kordans değerlerinin anksiyete bozukluklarında kullanılmasının potansiyel faydalarının altını çizmektedir.
Case Report
A Crertzfeldt- Jakob disease case presenting with psychiatric symptoms
Turkish Title : Psikiyatrik belirtilerle seyreden bir Creutzfeldt- Jakob hastalığı olgusu
JNBS, 2014, 1(1), p:14-16
Creutzfeldt Jakob Disease is an incurable and invariably fatal degenerative brain disease. Sporadic and variant forms of the disease can be observed among patients. We report on a patient for calling attention to clinical features and laboratory findings of CreutzfeldtJakob Disease and the psychiatric prodromal symptoms. This case demonstrates that psychiatric symptoms may also be a presenting symptom of Creutzfeldt-Jakob Disease and this diagnosis should be considered when rapid deterioration in cognition is observed with presence of psychiatric and neurological symptoms.
Creutzfeld Jakob Hastalığı, tedavisi mümkün olmayan ve kaçınılmaz şekilde ölümle sonlanan dejeneratif bir beyin hastalığıdır. Hastalar arasında sporadik ve varyant formları gözlemlenmektedir. Bu olgu sunumunda Creutzfeld Jakob Hastalığının klinik belirtilerine, laboratuar bulgularına ve prodrom döneminde izlenen psikiyatrik belirtilerine dikkat çekmeyi amaçladık. Bu olgu sunumu, psikiyatrik belirtilerin Creutzfeld Jakob Hastalığında da izlenebileceğini ve psikiyatrik-nörolojik belirtilerin yanı sıra bilişsel işlevlerde hızlı bir bozulma izlendiğinde Creutzfeld Jakob Hastalığı tanısının düşünülmesi gerektiğini vurgulamaktadır.
Case Report
Habit reversal training in trichotillomania: A case report
Turkish Title : Trikotillomanide alışkanlığı tersine çevirme eğitimi
Gökben Hızlı Sayar,Gaye Kağan
JNBS, 2014, 1(1), p:17-19
Trichotillomania is a psychiatric disorder that involves repetitive hair pulling to the point of apparent loss. No approved treatment algorithm is available for trichotillomania. We present a case report of a 28-year-old female diagnosed as trichotillomania, with complaints of recurrent hair pulling resulting in noticeable hair loss. She was treated with Habit Reversal Training and a selective serotonin reuptake inhibitor (sertraline) over a period of 6 weeks. Habit reversal training includes self-monitoring, awareness training, competing response training, and homework assignments. The aim of this case report is to provide a brief description of habit reversal training, which is unfamiliar to many professionals.
Trikotillomani, tekrarlayan saç yolmalar sonucu belirgin saç kaybı ile sonuçlanan bir psikiyatrik bozukluktur. Kabul görmüş bir tedavi algoritması bulunmamaktadır. Bu yazıda tekrarlayan saç koparmaları sonucu belirgin saç kaybı olan trikotillomani tanılı, 28 yaşında bir kadın olgu sunulacaktır. Olgu alışkanlığı tersine çevirme eğitimi ve seçici serototnin gerialım inhibitörübir ilaç (sertralin) ile 6 hafta boyunca izlenmiştir. Alışkanlığı tersine çevirme eğitimi, kendini izleme, farkındalık eğitimi, karşıt cevap eğitimi ve ev ödevlerini kapsayan bir tekniktir. Bu olgu sunumunun amacı birçok profesyonelin aşine olmadığı alışkanlığı tersine çevirme eğitiminin kısa bir tanımını yapmaktır.
ISSN (Print) | 2149-1909 |
ISSN (Online) | 2148-4325 |
2020 Ağustos ayından itibaren yalnızca İngilizce yayın kabul edilmektedir.