Years
2015
Categories
- Case Report (7)
- Editorial (1)
- Letter to Editor (5)
- Mini - Review (1)
- Original Article (8)
- Review Article (6)
Authors
- Adeniyi A. Tijani (1)
- Alper Baş (1)
- Alper Evrensel (2)
- Arslan Ayla (1)
- Asli Enez Darcın (1)
- Aslı E Darçın (1)
- Bahtiyar Toz (1)
- Barış Metin (3)
- Barış Önen Ünsalver (1)
- Burak Tatlı (1)
- Camkurt Mehmet Akif (1)
- Cemal Onur Noyan (1)
- Cumhur Tas (1)
- Cumhur Taş (1)
- Cömert Gökçe (1)
- Deniz Karayün (1)
- Dilek Meltem Taşdemir (1)
- Doğan Şahin (1)
- Ebru Kırlı (1)
- Elliot C. Brown (1)
- Er Ramazandem (1)
- Evrensel Alper (1)
- Eylem Özten (1)
- Ezgi İnce (1)
- Fatma Keskin Krzan (1)
- Filiz İzci (1)
- Gökben Hızlı Sayar (3)
- Gökçe Cömert (2)
- Güliz Özgen (1)
- Gülçin N. Yıldız (1)
- Habib Erensoy (1)
- Halim Uğurlu (1)
- Hamiyet İpek Toz (1)
- Hüseyin Bulut (1)
- Itır Kaşıkçı (1)
- Jemilat A. Ibrahim (1)
- Kaan Yilancioglu (1)
- Kaya Fatma Duygu (1)
- Levon Antikacioglu (1)
- Mehmet Emin Ceylan (1)
- Merve Çebi (1)
- Mohammad Shamim Ansari (1)
- Mowadat Hussain Rana (1)
- Muhammad Sami Bilal (1)
- Muhsin Konuk (1)
- N.A. Uvais (1)
- Nadire Gülçin Yıldız (1)
- Nesrin Dilbaz (2)
- Nevzat Tarhan (3)
- Onat Yılmaz (2)
- Onur C Noyan (1)
- Rangasayee Raghunathrao (1)
- Rukiye Karaköse (1)
- Safi Ullah Khan (1)
- Samuel E. Okhale (1)
- Sehadet Ekmen (1)
- Serdar Nurmedov (2)
- Serkan Islam (1)
- Seylan Şahin (1)
- Sima Arslan (1)
- Sümeyye Kurtuluş Çallı (1)
- Tonguç Demir Berkol (1)
- Ugbabe G. Eyineyi (1)
- V.S. Sreeraj (1)
- Yasin Yılmaz (1)
- Yağmur Sever (1)
- Zeynep Cubukcuoglu-Tas (1)
- Çiğdem Özkara (1)
- Ürün Özer (1)
- İbrahim Balcıoğlu (1)
- Şalçini Celal (1)
- Şimşek Nadya (1)
ARTICLES
Review Article
Attentional guidance by the contents of working memory and the N2PC component
Turkish Title : Dikkatin çalışan bellek içeriği tarafından tahsis edilmesi ve N2PC bileşeni
Fatma Keskin Krzan
JNBS, 2015, 2(1), p:21-28
The Biased Competition Model suggests that stimuli matching the contents of working memory increase the likelihood that memorymatching items will be attended. According to this account, the representations in working memory create an involuntary capture of attention toward memory-matching items in the visual field. This influential assumption proposed by the biased competition model has been explored in a number of studies, showing that the contents of working memory exert an automatic bias in favor of memory matching items. These studies showed that active maintenance of objects in working memory automatically shift attention toward the memory matching-object and produce a negative early lateralized event related potential (ERP), the N2pc, toward the side of visual field where the memorized item appeared. This component, the N2pc is an important tool to investigate the allocation of attention by working memory representations, especially for the activity the activity that is specific to the hemisphere which is contralateral with respect to the hemifield containing e.g. the to-be-remembered items could be measured. This characteristic of the N2pc facilitates measuring the general direction of attention with fine-grained temporal resolution. Therefore, the N2pc could be used as an index to describe the lateralization effect of memorized items on attention related studies.
Yanlı Rekabet Modeli çalışan bellek içeriği ile eşleşen uyaranların, hafıza ile uyumlu olan uyaranların dikkat olasılığını arttıracağını ileri sürer. Bu açıklamaya göre, çalışan bellek içindeki temsiller, görsel alan içerisindeki temsillerle eşleşen uyaranlara doğru istemdışı bir dikkat oluşturur. Yanlı Rekabet Modeli tarafından önerilen bu etkili varsayım, çalışma belleğinin içeriğinin bellekle eşleşen öğeler lehine otomatik önyargı oluşturduğunu gösteren bir dizi çalışmada araştırılmıştır. Bu çalışmalar, çalışan bellekte sürdürülen nesnelerin, bellekle eşleşen öğelere yönelik otomatik bir dikkat oluşturup, bellek temsilinin oluştuğu görsel alanda erken negatif lateral olaya ilişkin potansiyelini (N2pc) ortaya çıkardığını göstermiştir. Bu bileşen, N2pc, dikkatin çalışan bellekteki temsiller tarafından tahsis edilmesini araştırmak için önemli bir araçtır ve bu bileşenin özellikle hatırlanan nesnelere kontralateral hemisfere özgü aktiviteyi ölçmektedir. N2pc bileşeninin bu özelliği dikkatin genel yönünü detaylı bir şekilde ölçmeyi kolaylaştırmaktadır. Bu nedenle, N2pc bileşeni dikkat ilgili çalışmalarda hafızada korunan öğelerin yanallaşma etkisini açıklamak için bir indeks olarak kullanılabilir.
Review Article
Turkish Title : Operasyon öncesi fonksiyonel MR’ ın temporal lobektomi sonrası bellek performansını yordamada kullanımı: Sistematik bir derleme
Merve Çebi,Barış Metin,Çiğdem Özkara
JNBS, 2015, 2(1), p:29-31
Most of the patients with temporal lobe epilepsy suffer from memory decline following anterior temporal lobectomy (ATL). Studies examining memory decline following ATL show that post operative memory decline can be predicted in advance through the pre operative determination of memory lateralisation. Therefore, preoperative memory lateralisation plays a crucial role for epileptic surgery. Recent research suggests that instead of WADA test which is known as an invasive and high-risk operation, functional MRI can be used as a non-invasive and repeatable method to lateralize memory in the brain and to predict post operative memory decline. The aim of this article is to review the utility of fmri in prediction of post operative memory decline and to summarize the results of recent memory lateralisation studies using fmri.
Epilepsi hastalarının çoğu anteriyor temporal lobektomi (ATL) sonrası bellek performansında düşüş yaşamaktadır. ATL sonrası görülen bellek kaybını araştıran çalışmalar, operasyon sonrası bellek bozukluğunun operasyon öncesinde bellek lateralizasyonu ile yordanabileceğini göstermektedir. Buna göre, operasyon öncesi bellek lateralizasyonunun belirlenmesi epilepsi cerrahisinde önemli role sahiptir. Güncel çalışmalar, beyinde belleği lokalize etmek ve böylece operasyon sonrası bellek performansını yordamada noninvasif ve yinelenebilir bir yöntem olarak fonksiyonel MR görüntülemenin (fmr) invasif ve riskli bir operasyon olan WADA testinin yerine kullanılabileceğini göstermektedir. Bu makalenin amacı, bellek lateralizasyonunda fmr kullanan çalışmaların sonuçlarını özetlemek ve operasyon sonrası bellek bozukluğunu yordamada fmr’ın kullanılabilirliğini gözden geçirmektir.
Case Report
Melodic Intonation Therapy in an aphasic patient
Turkish Title : Afazik bir olguda Melodik Entonasyon Terapisi
Sima Arslan,Eylem Özten,Gökben Hızlı Sayar
JNBS, 2015, 2(1), p:32-33
Communication deficits resulting from aphasia can negatively impact stroke survivors’ social life. It has been reported that patients with severe non-fluent aphasia are better at singing lyrics than speaking the same words. Based on lesion studies, it is generally proposed that the right hemisphere is dominant especially for melody production. We present a 28-year-old woman with non-fluent aphasia as the result of a left hemisphere ischemic stroke involving mainly the superior division of the middle cerebral artery, and classified as having Broca’s aphasia. She was taken into melodic intonation therapy with speech therapy. Singing is accessible and enjoyable for many people with aphasia and melodic intonation therapies may facilitate recovery in such non-fluent aphasic patients.
Afaziye bağlı iletişim sorunları strok hastalarının sosyal yaşamlarını olumsuz yönde etkileyebilir. Akıcı olmayan afazi hastalarının söyleyemedikleri kelimeleri şarkı içinde daha rahat söyleyebildikleri bildirilmiştir. Lezyon çalışmalarına göre melodi üretiminde ağırlıklı olarak sağ hemisfer görev alır. Bu yazıda orta serebral arterin superior bölümüyle ilişkili strok nedeni ile Broca afazisi olarak sınıflanmış akıcı olmayan afazi gelişmiş 28 yaşında kadın hasta sunulacaktır. Olguya konuşma terapisi ile birlikte melodik entonasyon terapisi uygulanmıştır. Şarkı söyleme birçok kişi için kolay yapılabilir ve eğlenceli bir etkinliktir. Akıcı olmayan afazi hastalarında melodik entonasyon terapisi iyileşme sürecini hızlandırabilir.
Case Report
Turkish Title : Kompleks travma sonrası stres bozukluğu ötesinde göz hareketleriyle duyarsızlaştırma ve yeniden işleme tedavisinin yararlılığı: Pakistan’daki bir emdr vaka çalışması
Muhammad Sami Bilal, Mowadat Hussain Rana, Safi Ullah Khan
JNBS, 2015, 2(1), p:34-39
Objective: To demonstrate the efficacy of EMDR in complex multiple psychological trauma after failed drug treatment from selective serotonin reuptake inhibitor (SSRI) in a diagnosed case of post traumatic stress disorder (PTSD). Material and method: Single participant of this case study, a sitting session judge of judicial governmental scaffold reported to this mental health tertiary care facility at his own accord with features of intense anxiety, depression, maladjustment issues and posttraumatic stress for a duration of several months. As a partial responder to full trial of SSRI he was enrolled for EMDR therapy to address his symptoms of intense anxiety, panic attacks, being overwhelmingly fearful, depressed, low self-esteem, inappropriate feelings of guilt, flashbacks, avoidance, nightmares, hyper-arousal and inability to perform as a judicial head in active war stricken area of northern Pakistan. Complete psychiatric evaluation was carried out and after the discontinuation of SSRIs he was scored on Impact of Event Scale (IES). He fulfilled the diagnostic criteria for PTSD as evaluated by the English version of the PTSD module of the Structured Clinical Interview for DSM-IV administered once before commencement of EMDR. Safe place of the client was established and 8 staged protocol of EMDR was started with him. Multiple EMDR sessions were conducted. Result: The case presented in this paper had multiple psychological trauma forms and failed drug treatment and yet it was observed that EMDR provided marked improvement in all the domains of his deficits and this was at a prompt speed as compared to cognitive behavioural therapy (CBT) which usually takes longer duration of therapy to achieve similar results. Conclusion: EMDR provides marked improvement in all domains of complex mental trauma and traumatic memories. Improvement attained was prompt and enduring as compared to other forms of established therapies and drug treatment indicating permanent changes happening at neurobiological levels of brain.
Amaç: Travma sonrası stres bozukluğu(PTSD) teşhisi konmuş bir vakada selektif serotonin reuptake inhibitörü ile yapılan ilaç tedavisinin başarısız olmasından sonra kompleks çeşitli psikolojik travmada EMDR’nin yararlılığını göstermek. Materyal ve Metod: Bu çalışmanın tek katılımcısı, pek çok aylık bir sürede aşırı kaygı, depresyon, uyumsuzluk ve travma sonrası stres gibi özelliklerle uyumluluk gösteren, hukuki bir yargılama sehpası düzenindeki bir oturma seansında üçüncü basamak mental sağlık bakımının rapor edildiği bir kişidir. Bütün bir SSRI denemesinin parçasal bir cevaplayıcısı olarak bu kişi; aşırı kaygı, panik ataklar, aşırı derecede korkan, depresif, özgüvensiz, gereksiz suçluluk duygusu, geçmişe dönüşler, kaçınma, kabuslar, aşırı uyarılmışlık ve kuzey Pakistan’ın aktif savaşta harabeye dönmüş bir kesiminde muhakeme gücünü kullanamama gibi semptomları adres gösteren EMDR terapisine alınmıştır. Bütün psikiyatrik değerlendirmeler tamamlanmıştır ve SSRI’ların tamamlanmasından sonra IES (Impact of Event Scale) üzerinde puanlandırılmıştır. EMDR’nin başlangıcından önce bir kez yapılan DSM-IV için Yapılandırılmış Klinik Görüşme PTDS modülünün İngilizce versiyonu ile değerlendirilmiş PTDS tanı kriterlerini yerine getirmiştir. Hastanın güvenli bir yerde olması sağlanmıştır ve EMDR’nin 8 adet protokol safhası hastayla başlamıştır. Çoklu EMDR seansı gerçekleştirilmiştir. Sonuç: Bu makalede sunulan çalışma çoklu psikolojik travma formları içermiş ve ilaç tedavisi başarısız olmuştur ve yine de EMDR’nin hastanın eksikliklerinin olduğu bütün alanlarda göze çarpan ilerlemeler sağladığı ve benzer sonuçları almada genellikle daha uzun süren bir terapi olan kognitif davranışsal terapiyle kıyaslandığında bu terapinin daha hızlı olduğu gözlemlenmiştir. Varılan sonuç: EMDR mental travma ve travmatik hafızaların bütün alanlarında göze çarpan gelişmeler sağlamıştır. Elde edilen gelişmeler, beynin nörobiyolojik seviyelerinde oluşan kalıcı değişimleri gösteren varolan diğer terapiler ve ilaç tedavilerine nazaran daha hızlı ve devamlıdır.
Letter to Editor
Multiple self-mutilations in adult attention deficit hyperactivity disorder
Turkish Title : Yetişkin dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğunda çoklu kendine zarar verme
Alper Evrensel,Gökçe Cömert
JNBS, 2015, 2(1), p:40-41
-
-
Case Report
Bilateral Pedal Edema Assocıated with Olanzapine Treatment: A Case Report
Turkish Title : Olanzapin Tedavisi İle Ortaya Çıkan Bilateral Ayak Bileği Ödemi: Bir Olgu Sunumu
Hamiyet İpek Toz,Dilek Meltem Taşdemir,Ürün Özer,Bahtiyar Toz,Güliz Özgen
JNBS, 2015, 2(1), p:42-44
Peripheric edema could be caused by various medical conditions as well as pharmacologic agents such as antihypertensives, nonsteroidal antiinflamatory drugs, endocrine agents and immunotherapies. Olanzapine is an atypical antipsychotic that is widely prescribed for the treatment of schizophrenia and bipolar affective disorder. Most common adverse reactions of olanzapine are weight gain, postural hypotension, constipation, dizziness, akathisia, sedation. Peripheral edema was reported as an infrequent side effect, which affected 3% of the olanzapine treated patients. In this report, we aim to draw attention of psychiatrists on this rare adverse effect by presenting a 56-year-old case, who applied to our hospital with severe depressive and obsessive-compulsive symptoms and hospitalized because of suicide risk. Before psychiatric admission, he wasn’t taking any medication. He was diagnosed as major depression with psychotic features and obsessive-compulsive disorder. He was started on olanzapine 10 mg/day, quetiapine 300 mg/day and fluoxetine 40 mg/day. Two weeks after initiation of olanzapine, he was found to have bilateral pedal edema without ulceration and temperature change but minimal redness was observed. He had no history suggestive of cardiac, renal and liver dysfunction or allergic reaction against to any drug that could explain his existing edema. Possible medical conditions which may cause edema were ruled out by laboratory tests and physical examination. Olanzapine was stopped immediately and the therapy was modified to risperidone 1 mg/day. After discontinuation of olanzapine, edema was gradually resolved within two weeks. Because olanzapine associated edema has been seen rarely, it could be overlooked by psychiatrists in comparison to its more common side effects. Although it shows self-limited and benign course, patients may feel discomfort and their compliance to treatment may decrease. Also, it may interfere with differential diagnosis of other medical conditions which may cause edema. In conclusion, we suggest that patients should be observed carefully for edema during olanzapine treatment.
Periferik ödem çeşitli tıbbi hastalıkların yanı sıra antihipertansifler, nonsteroidal antiinflamatuarlar, endokrin ilaçlar ve immünoterapiler gibi farmakolojik ajanlarla ortaya çıkabilir. Olanzapin şizofreni ve bipolar mizaç bozukluğu tedavisinde sıkça reçetelenen bir atipik antipsikotiktir. En sık yan etkiler kilo alımı, postural hipotansiyon, kabızlık, başdönmesi, akatizi ve sedasyon olarak bildirilmiştir. Periferal ödem, olanzapinle tedavi edilen hastaların %3’ünü etkileyen nadir bir yan etki olarak bildirilmiştir. Bu yazıda, şiddetli depresif ve obsesif kompulsif belirtiler ile hastanemize başvuran ve intihar riski nedeniyle yatırılan 56 yaşında bir olgu sunularak, bu nadir yan etkiye psikiyatristlerin dikkatini çekmek amaçlanmıştır. Psikiyatri başvurusu öncesinde hastanın herhangi bir ilaç kullanımı yoktur. Hastaya psikotik özellikli major depresyon ve obsesif kompulsif bozukluk tanısı konmuştur. Tedavisine olanzapin 10 mg/gün, ketiyapin 300 mg/gün ve fluoksetin 40 mg/gün ile başlandı. Olanzapin başlandıktan iki hafta sonra, ülserasyon ve ısı değişikliği olmaksızın, minimal kızarıklıkla bilateral ayak bileği ödemi geliştiği gözlendi. Hastada ödemi açıklayabilecek, kalp, böbrek ve karaciğer yetmezliğini ya da bir ilaca alerjik reaksiyonu düşündüren öykü yoktu. Ödeme neden olabilecek olası tıbbi durumlar fizik muayene ve laboratuar testleri ile dışlandı. Olanzapin hemen kesildi ve risperidon 1 mg/gün tedavisine geçildi. Olanzapinin kesilmesinden sonra ödem iki hafta içinde giderek geriledi. Olanzapinle ilişkili ödem, nadir görülmesi nedeniyle, psikiyatristler tarafından daha sık görülen yan etkilere kıyasla ihmal edilebilir. Kendini sınırlayan ve iyi huylu bir gidişi olmasına rağmen, hastalarda rahatsızlık yaratabilir ve tedaviye uyumlarını azaltabilir. Ayrıca, ödeme neden olabilecek diğer tıbbi durumların ayırıcı tanısını zorlaştırabilir. Sonuç olarak, olanzapin tedavisi süresince hastaların ödem açısından dikkatle izlenmesi yararlı olacaktır.
Letter to Editor
Yellow Smoke Stain on Fingers in Patient with Schizophrenia
Turkish Title : Şizofreni hastalarının parmaklarındaki sarı duman lekesi
Alper Evrensel,Mehmet Emin Ceylan,Barış Önen Ünsalver,Gökçe Cömert
JNBS, 2015, 2(1), p:45-47
-
Letter to Editor
Building bridges in the community through mentoring programs
Turkish Title : Mentörlük programları ile toplumda köprüler kurmak
Nadire Gülçin Yıldız
JNBS, 2015, 2(1), p:48-49
-
-
ISSN (Print) | 2149-1909 |
ISSN (Online) | 2148-4325 |
2020 Ağustos ayından itibaren yalnızca İngilizce yayın kabul edilmektedir.