JNBS
Üsküdar Üniversitesi

ARTICLES

Original Article

Relationship between social anxiety and separation anxiety in university students

Turkish Title : Üniversite öğrencilerinde sosyal kaygı ve ayrılma anksiyetesi ilişkisi

Gulru Elver Gursoy,Huseyin Unubol,Gokben Hizli Sayar
JNBS, 2017, 4(2), p:77-81

DOI : 10.5455/JNBS.1497855828

In this study, it was aimed to examine the relationship between separation anxiety and social anxiety in university students. Participants consist of a total of 114 university students, including 102 women and 12 men in Istanbul. Sociodemographic data form, Adult Separation Anxiety Questionnaire, Liebowitz Social Anxiety Questionnaire and Separation Anxiety Questionnaire were applied to university students. Statistical analyzes of the data obtained from the study were conducted with the Statistical Program for Social Sciences (SPSS v21). In the intergroup comparisons, independent sample t test and one way ANOVA for normal dividing data; Kruskal Wallis test and Mann Whitney U test were performed for normal non-dispersed data. Relations between scores obtained from the scales were calculated by Pearson correlation analysis. As a result of analysis, a significant difference was found between social anxieties and between avoidance scores according to mother education level and income level. Separation anxiety scores and adult separation anxiety scores were found significantly higher in those with general medical illness stories than those without general medical illness stories. There was a significant positive correlation between social anxiety and avoidance scores of university students and separation anxiety and adult separation anxiety scores. Social anxiety and avoidance behaviors can be a result of separation anxiety caused by traumatic experiences such as separation from mother or caregiver in childhood that prolonged in adulthood.

Bu araştırmada, üniversite öğrencilerinde ayrılma anksiyetesi ile sosyal kaygı arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır.Araştırmanın katılımcıları, İstanbul ilinde öğrenimlerine devam n=102 kadın (yaş: 22,62; ss: 5,448) ve n=12 erkek (yaş: 21,17; ss:5,306), toplamda N=114 (yaş: 22,46; ss: 5,429) üniversite öğrencilerinden oluşmaktadır. Üniversite öğrencilerine sosyodemografikveri formu, Yetişkin Ayrılma Anksiyetesi Anketi, Liebowitz Sosyal Kaygı Ölçeği ve Ayrılma Anksiyetesi Belirtileri Anketiuygulanmıştır. Araştırmadan elde edilen verilerin istatistiksel analizleri Sosyal Bilimler İçin İstatistik Programı (SPSS v21) ileyürütülmüştür. Gruplar arası karşılaştırmalarda, normal dağılan veriler için bağımsız örneklem t-testi ve tek yönlü varyans analizi;normal dağılmayan veriler için Kruskal Wallis testi ve Mann Whitney U testi yürütülmüştür. Ölçeklerden alınan puanlar arasındakiilişkiler Pearson korelasyon analizi ile hesaplanmıştır. Analizler sonucunda, anne eğitim düzeyine ve gelir durumuna göre sosyalkaygı ve kaçınma puanları arasında; fark bulunmuştur. Genel tıbbi hastalık öyküsü bulunanlarda ayrılma anksiyetesi puanlarıve yetişkin ayrılma anksiyetesi puanları, genel tıbbi hastalık öyküsü bulunmayanlardan anlamlı şekilde yüksek bulunmuştur.Üniversite öğrencilerinin sosyal kaygı ve kaçınma puanları ile ayrılma anksiyetesi ve yetişkin ayrılma anksiyetesi puanları arasındapozitif yönde anlamlı ilişki bulunmuştur. Araştırma sonucunda, çocuklukta anneden ya da bakım verenden ayrılma gibi travmatikyaşantıların yarattığı ayrılma anksiyetesinin yetişkinliğe uzayabileceği ve bunun da sosyal kaygı ve kaçınma davranışlarının ortayaçıkmasından sorumlu olabileceği düşünülmüştür.


Original Article

Relation of Attention-Deficit/Hyperactivity Disorder Symptoms and Increased Accidents in Airport Workers

Turkish Title : Havalimanı Çalışanlarında Dikkat Eksikliği Ve Hiperaktivite Bozukluğu Belirtileri İle Artmış Araç Kazası Riski İlişkisi

Özlem Çapan Özveren,Hüseyin Ünübol,Gökben Hizli-Sayar
JNBS, 2017, 4(1), p:2-7

DOI : 10.5455/JNBS.1493200580

Attention-Deficit/Hyperactivity Disorder (ADHD) is a chronic and debilitating disorder characterized by inattentiveness and impulsiveness, the most commonly encountered symptoms of hyperactivity. Adults with ADHD can suffer performance loss and loss of employment. It has been determined that individuals with ADHD have difficulty driving. Hypothesis of the research was that “the airport workers with a history of workplace driving accident have higher level of symptoms of ADHD, compared to the workers without a history of workplace driving accidents”. A total of 138 accidents involving vehicles occurred between 2012 and 2014 at Havaş, where the research was conducted. The research participants were given a questionnaire (study group was 110 workers involved in an accident; control group was 111 workers, matched with the study group for sex and age, although they were not involved in an accident) comprising Adult ADHD Self-Report Scale (AASRS) and Adult ADHD DSM-IV Based Diagnostic Screening and Rating Scale (A-ADHDS). Using these scales, the participants were evaluated with respect to their accident status, performance, attendance and demographics. Diagnosis of ADHD was encountered only one employee in study group. A-ADHDS Hyperactivity subscale score was found to be significantly higher in study group compared to control group. Scores of the other subscales of A-ADHDS and AASRS found to be similar in groups. These results suggest that although there found to be no significant differences in rates of ADHD diagnosis in workers with a history of driving accident and the control group; the former may have higher rates of hyperactivity symptoms. Informing the workers and the employers about the effects and consequences of ADHD symptoms in workplace, screening the symptoms of ADHD in those to be employed in critical areas requiring driving skills might decrease the risk of workplace accidents.

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB), hiperaktivitenin yaygın belirtileri olan dikkatsizlik ve dürtüsellik ile tanımlanan, kronik ve yeti yitimine sebep olan bir bozukluktur. DEHB’li yetişkinler yaptıkları işlerle performans ve iş kayıpları yaşayabilirler. DEHB’li kişilerin sürüş zorlukları olduğu tespit edilmiştir. Bu araştırmanın hipotezi “araç kazası yapmış olan havalimanı çalışanlarının DEHB puanları, araç kazası yapmamış olanlara kıyasla daha yüksektir” olarak belirlenmiştir. Çalışmanın yapıldığı Havaş’ta 2012-2014 yılları arasında toplam 138 araç kazası gerçekleşmiştir. Kaza yapanlardan araştırmaya katılmayı kabul eden 110 personele ve onlarla yaş ve cinsiyet bakımından eşleştirilmiş kaza yapmamış personelden oluşan 111 kişilik kontrol grubuna Erişkin Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu Öz Bildirim Ölçeği (EDHÖ) ve DSM-IV’e Dayalı Erişkin DEB/ DEHB Tanı ve Değerlendirme Envanteri (E-DEHB) uygulanmıştır. Katılımcılar, ölçek maddeleri ile kaza yapma durumu, performans, devam durumları ve demografik açıdan incelenmiştir. Araştırmada kaza yapanlar arasında DEHB tanısı alan bir kişiye rastlanmıştır. Kaza yapan grupta kontrol grubuna kıyasla E-DEHB Aşırı Hareketlilik alt ölçek toplam puanının anlamlı derecede daha yüksek olduğu, diğer alt ölçek puanlarında ise bir farklılık olmadığı saptanmıştır. Bu sonuca göre kaza yapan ve yapmayan havalimanı çalışanlarında DEHB tanısı bakımından farklılık bulunmamakla birlikte kaza yapanların aşırı hareketlilikle ilgili belirtileri daha yüksek oranda gösterdikleri düşünülmektedir. DEHB’nin belirtileri, çalışma yaşamına etkisi ve sonuçları konusunda çalışanlar ve yöneticilerin bilgilendirilmesi; sürücülük becerisi gerektiren kritik işlerde çalışacak olan kişilerde DEHB belirtilerinin taranması kaza oranını azaltabilecektir.


Review Article

Assessing Proprioception

Turkish Title : Propriyosepsiyonu Değerlendirme

Gökben Hizli Sayar,Hüseyin Ünübol
JNBS, 2017, 4(1), p:31-35

DOI : 10.5455/JNBS.1485955027

Proprioception is the sense of the relative position of parts of the body and strength of effort being employed in movement. Proprioception is essential for well-adapted sensorimotor control. Although proprioceptive deficits are known to be a common after several neurological and orthopedic conditions such as stroke, Parkinson’s disease, peripheral sensory neuropathies, or injuries to ligaments, joint capsules, and muscles, there is no objective, accurate, and reliable method available in clinical settings to assess proprioceptive function. In this chapter specific techniques developed to assess proprioception will be briefly discussed.

Propriyoseption, vücudun parçalarının göreceli konumunun ve hareket sırasında işe yönelik harcanan efor direncinin hissi anlamına gelmektedir. İyi bir sensorimotor kontrol için propriyosepsiyon gereklidir. İnme, Parkinson hastalığı, periferik duyu nöropatileri gibi ya da ligamentler, eklem kapsülleri ve kaslarda yaralanmalar gibi çeşitli nörolojik ve ortopedik koşullardan sonra propriyoseptif bozulmaların yaygın olduğu bilinse de, klinik pratikte propriyoseptif fonksiyonların ölçümünde objektif, doğru ve güvenilir bir yöntem bulunmamaktadır. Bu bölümde, propriyosepsiyonun değerlendirilmesi için geliştirilen spesifik teknikler kısaca tartışılacaktır.


ISSN (Print) 2149-1909
ISSN (Online) 2148-4325

2020 Ağustos ayından itibaren yalnızca İngilizce yayın kabul edilmektedir.