Years
2019
Categories
Authors
- Abdullah Şen (1)
- Abdurrahman Akgün (1)
- Afra Yadigar Terzi (1)
- Ahmad Fahad (1)
- Ali Kustepe (1)
- Alper Çuhadaroğlu (1)
- Anis Javaria (1)
- Arda Karagöl (1)
- Asli Aslan (1)
- Ava Şirin Tav (3)
- Aydın Pınar Çetinay (1)
- Aysun Kalenderoglu (1)
- Bandr Mzahim (1)
- Barış Metin (1)
- Belkis Atasever Arslan (2)
- Belkıs Atasever Arslan (1)
- Berkol Tonguç Demir (1)
- Burak Okumus (1)
- Can Akpınaroğlu (1)
- Canan Sercan (3)
- Canan Sercan Doğan (1)
- Dilem Dinc (1)
- Diler Özyurt (1)
- Emel Serdaroğlu Kaşıkçı (1)
- Engin Sert (1)
- Esra Kaya-Bozkurt (1)
- Eyad al Nemer (1)
- Eylem Özten (1)
- F.G.Hızlı Sayar (1)
- Farhan Muhammad (1)
- Fatih Dağdelen (1)
- Fatih Binici (1)
- Fatih Emre Tutarlı (1)
- Fatıma Ceren Tuncel (1)
- Gökben Hızlı Sayar (2)
- Gökhan Tuna (1)
- Gökçe Vogt (1)
- H. Ahmet Temizdemir (1)
- H. Büşra Bahat (1)
- H. Ozan Tekin (1)
- H.Ozan Tekin (1)
- Habib Erensoy (2)
- Habib Erensoy (1)
- Hanife Yılmaz (1)
- Hanife Yılmaz Çengel (2)
- Hasan önal (1)
- Hilal Doğangüneş (1)
- Hüseyin Ozan Tekin (2)
- Hüseyin Ünübol (4)
- Khan Ruba (1)
- Korkut Ulucan (4)
- Lauren Ferguson (1)
- Loprinzi Paul D. (2)
- Mahmut Taş (1)
- Mehmet Bertan Yılmaz (1)
- Mehmet Hamdi Orum (2)
- Melek Gözde Luş (1)
- Melisa Aksu (2)
- Mert Besenek (1)
- Meryem Kevser Zelka (1)
- Muhsin Konuk (2)
- Murat Eren Özen (1)
- Mustafa Celik (1)
- N. Sertaç Sırma (1)
- Neriman Hazal Söyleyen (1)
- Nevzat Tarhan (1)
- Nuran Akyurt (1)
- Oğuz Tan (1)
- Paul D. Loprinzi (2)
- Pınar Çetinay Aydın (1)
- Rafi Hira (1)
- Rafiq Hamna (1)
- Saadet Aybeniz Yıldırım (1)
- Sema Arıtürk (1)
- Sevilay Kunt (1)
- Sezgin Kapıcı (3)
- Sharafaldeen Bin Nafisah (1)
- Sukru Uguz (1)
- Sırmahan Aydoğmuş (1)
- Tillman Brianna (1)
- Toktamış Onur (1)
- Tonguc Demir Berkol (1)
- Tonguç Demir Berkol (2)
- Tonguç Demir Berkol (1)
- Tugce Uzunoglu (1)
- Türker Tekin Ergüzel (1)
- Vahap Ozan Kotan (1)
- Yenal Karakoç (1)
- Yusuf Ezel Yıldırım (2)
- Yusuf Ezel Yıldırım (2)
- Zengibar Özarslan (1)
- Zengibar Özarslan (1)
- Zeynep Gümüş (4)
- Çağlar Uyulan (1)
- Çiğdem Kudiaki (1)
- Ömer Damar (1)
- Ömer Kaynar (1)
- Öner Avınca (1)
- Öznur Yılmaz (1)
- İlker Özyıldırım (1)
ARTICLES
Review Article
Impact of SCN1A gene mutations on hippocampal NaV1.1 sodium channels in Dravet Syndrome
Turkish Title : Dravet sendromunda SCN1A geni mutasyonlarının, hipokampüste Na V 1.1 sodyum kanalları üzerine etkisi
Hilal Doğangüneş,Belkis Atasever Arslan
JNBS, 2019, 6(1), p:49-53
Voltaj kapılı sodyum kanalları, nöronlar gibi uyarılabilir hücrelerde aksiyon potansiyelini oluşturan temel birimlerdir ve bu kanallar tipik olarak kanalın daha büyük merkezi gözeneklerini oluşturan bir alfa-alt biriminden, kanal fonksiyonlarını düzenleyen iki daha küçük yardımcı-alt-biriminden oluşan entegre olmuş zar proteinleridir. Nöronal voltaj kapılı sodyum iyonu kanalı tip 1 (NaV1.1) α-alt birimini kodlayan SCN1A genindeki genetik değişimler, Dravet sendromunda görülmektedir. Dravet sendromu, geleneksel tedavilerde sıklıkla dirençli olan çoklu nöbet tiplerine sahip epileptik ensefalopatidir. Epilepsiyle alakalı genler arasında SCN1A belki de en fazla sayıda hastalıkla ilişkili allellere sahip olduğu bilinmektedir. Dravet Sendromu mutasyonlarının birincil etkisinin GABAerjik inhibitör nöronların aktivitesini azaltması olduğunu düşünülmektedir. İnhibitör devrenin azalan aktivitesi, Dravet Sendromu hastalarında nöbet oluşumuna katkıda bulunan önemli bir faktör olabilir ve SCN1A mutasyonlarının genel bir sonucu olabilir.
Review Article
Turkish Title : Aksonal transportu etkileyen sinyal yolakları üzerinden alzheimer patolojisine katılması muhtemel olan mikroRNA’lar
Tugce Uzunoglu,Belkis Atasever Arslan
JNBS, 2019, 6(1), p:54-61
Alzheimer's disease is a sneaky-onset and progressive neurodegenerative disease characterized by the accumulation of senile plaques formed by amyloid β (Aβ) accumulated in the extracellular environment and intracellular hyperphosphorylated tau proteins characterized by progressive functional disorders and deaths of neurons. Recent studies suggest that the underlying cause of neurodegeneration may be disorders in axonal transport mechanisms. Axonal transport is a dynamic system required for neurons to communicate with each other, to fulfill neuronal functions and to survive. It performs these functions by transporting proteins, organelles, neurotrophic factors and neurotransmitter vesicles throughout the neuron. This system is protected and maintained by a large signal path that contains many proteins. However, by participating in the post-transcriptional regulation of many molecular mechanisms in the body, miRNAs that play a role in many other diseases, such as diseases based on the immune system, cancer and neurodegenerative diseases, can alter the expression of proteins in this signal pathway, leading to tau hyperphosphorylation, impaired axonal transport and hence Alzheimer's disease. In this review study, 12 strains of microRNAs such as miR-133, miR-224, miR-155, miR-34a, miR-125b, miR-9, miR-124, miR29-a/b/c, miR-10b and miR-132 have been investigated for their ability to participate in signaling pathways that play a role in axonal transport and their ability to participate Alzheimer pathology by causing tau hyperphosphorylation.
Alzheimer hastalığı, nöronların ilerleyici fonksiyonel bozuklukları ve ölümleriyle karakterize edilen, ekstrasellüler (nöronlar arası) ortamda biriken amiloid β (Aβ)’ların oluşturduğu senil plaklar ile intrasellüler alanda (nöron içi) hiperfosforilasyona uğramış tau proteinlerinin birikmesiyle oluştuğu bilinen, sinsi başlangıçlı ve ilerleyici bir nörodejeneratif hastalıktır. Son dönemde yapılan çalışmalar nöronal fonksiyonların bozulması ve nöronlar arasındaki iletişimin zayıflaması sonucunda ortaya çıkan nörodejenerasyonun temel nedeninin fonksiyonu bozulmuş aksonal transport olabileceğini öne sürmektedir. Aksonal transport nöronların birbirleriyle iletişimlerini sürdürebilmesi, nöronal fonksiyonlarını yerine getirebilmesi ve hayatta kalabilmeleri için gerekli olan; protein, organel, nörotrofik faktör ve nörotransmitter veziküllerinin taşınmasını sağlayan dinamik bir sistemdir. Bu sistem, içine birçok proteinin dahil olduğu büyük bir sinyal yolağı tarafından korunmakta ve devamlılığı sağlanmaktadır. Fakat vücutta birçok moleküler mekanizmanın post-transkripsiyonel düzenlenmesine katılarak immun sisteme dayanan hastalıklar, kanser ve nörodejeneratif hastalıklar gibi daha birçok hastalıkta rol oynayan miRNA’lar bu sinyal yolağındaki proteinlerin de ekspresyonlarını değiştirerek tau hiperfosforilasyonuna, aksonal transportun bozulmasına ve dolayısıyla Alzheimer hastalığına neden oluyor olabilmektedirler. Bu derleme çalışmasında miR-133, miR-224, miR-155, miR-34a, miR-125b, miR-9, miR-124, miR29-a/b/c, miR-10b ve miR-132 olmak üzere incelenen 12 miRNA’nın aksonal transportta rol oynayan sinyal yolaklarına katılıp tau hiperfosforilasyonuna ve aksonal transport bozulmasına sebep olarak Alzheimer patolojisine katılma ve biyomarker olarak kullanılabilme potansiyelleri incelenmiştir.
Review Article
Axonal transport of alpha synuclein fibrils in parkinson's disease
Turkish Title : Parkinson hastalığında alfa sinüklein fibrillerinin aksonal transportu
Fatıma Ceren Tuncel,Belkıs Atasever Arslan
JNBS, 2019, 6(1), p:62-66
Neurodegenerative diseases are characterized by the progressive and irreversible loss of neurons in the central nervous system (CNS) over time. The most important symptom of Parkinson’s disease is dysfunctional disorders in the dopaminergic neurons and the associated symptoms of motor symptoms. It is well known that aggregates known as Lewy bodies are caused by misfolding and accumulation in the presynaptic range of a protein called alpha-synuclein from the synuclein protein family, which is not known yet to precisely influence the mechanism of this disease. The alpha-synuclein is synthesized in the presynaptic neuron and transported by the mechanism called the axonal transport to axon end. Alpha-synuclein can be transported along the axon both retrograde and anterograde with motor proteins as natural or false folded. In this case, the false folded alpha-synuclein may accumulate in the presynaptic area and cause damage to axonal transport. Here, we review the current information on the question of why the chaperone-mediated autophagy (CMA) and the ubiquitin-proteosome system, which are responsible for axonal transport injury of alpha-synuclein accumulation, and which are responsible for the degradation of normally misfolded proteins in the presynaptic area.
Nörodejeneratif hastalıklar, merkezi sinir sisteminde (MSS) bulunan nöronların zaman içerisinde ilerleyici ve geri dönüşsüz biçimde kaybolması ile karakterize edilmektedir. Parkinson hastalığının en önemli belirteci dopaminerjik nöronlarda meydana gelen fonksiyon bozuklukları ve buna bağlı motor semptomlarda aksaklık meydana gelmesidir. Bu hastalığın oluşumunda henüz kesin olarak nasıl bir mekanizma ile etki ettiği bilinmeyen, sinüklein protein ailesinden alfa sinüklein adı verilen bir proteinin yanlış katlanması ve presinaptik aralıkta birikmesi sonucunda lewy cisimcikleri olarak bilinen agregasyonların neden olduğu bilinmektedir. Alfa sinüklein, presinaptik nöronda sentezlenen ve akson ucuna aksonal transport adı verilen bir mekanizma ile taşınır. Alfa sinüklein, ister doğal halinde isterse de yanlış katlanmış olsun motor proteinlerle hem retrograd hemde anterograd yönde akson boyunca taşınabilir. Bu durumda yanlış katlanmış alfa sinüklein presinaptik alanda birikebilir ve aksonal transportta hasara neden olabilir. Burada, alfa sinüklein birikiminin aksonal transport hasarı ile ilişkisi, presinaptik alanda bulunan ve normalde yanlış katlanan proteinlerin bozulmasından sorumlu olan şaperon aracılı otofaji (CMA) ve ubikitin- proteozom sisteminin neden düzgün çalışamadığı ile ilgili mevcut bilgileri inceledik.
Case Report
Two cases of schizophrenia: the relationship between cavum septum pellucidum and clinical course
Turkish Title : İki şizofreni vakası: klinik gidiş ile cavum septum pellucidum ilişkisi
Yusuf Ezel Yıldırım,Engin Sert,Pınar Çetinay Aydın,Tonguc Demir Berkol,Sevilay Kunt
JNBS, 2019, 6(1), p:67-69
Septum pellucidum, which forms the medial wall of the lateral ventricles, consists of two laminates. Cavum septum pellucidum (CSP) is defined when there is a space between these laminae. In some MRI studies have shown a higher rate of large CSP in patients with schizophrenia than in normal subjects. Looking at the literature on psychiatric disorders, CSP has been shown to be most associated with schizophrenia. Large CSP supports the neurodevelopmental model, which is one of the etiological explanations of schizophrenia. In our study, two patients with a diagnosis of CSP are mentioned. One of our patients is a first episode of schizophrenia, and the other one chronic schizophrenia patient with a history of multi-drug resistance. The first episode of schizophrenia is consistent with the information available in the literature in terms of the severity of symptoms, weak-response to treatment, and insufficiency of neuropsychological tests. The apparent deficit of the chronic schizophrenia patient suggests that CSP has a neurodevelopmental model in the etiology of schizophrenia, as well as the duration of the disease and non-compliance with treatment. There is no study in the literature comparing the response to treatment with large CSP in schizophrenia. It is thought that investigation of response to treatment in future studies is important for demonstrating the effects of neurodevelopmental model on the treatment of psychiatric disorders.
Lateral ventriküllerin medial duvarını oluşturan septum pellucidum iki laminadan oluşmaktadır. Bu laminalar arasında boşluk oluştuğunda Cavum septum pellusidum (CSP) olarak tanımlanmaktadır. Bazı MR çalışmalarında, şizofreni tanılı hastalarda normal kişilerden daha yüksek oranda geniş CSP saptanmıştır. Psikiyatrik bozukluklarla ilgili literatüre bakıldığında CSP’un en çok şizofreni ile bağlantılı olduğu gösterilmiştir. Geniş CSP şizofreninin etiyolojik açıklamalarından biri olan nörogelişimsel modeli desteklemektedir. Çalışmamızda CSP tanısı olan iki olgudan bahsedilmektedir. Hastalarımızdan biri ilk episod şizofreni olup, diğeri geçmişte çok ilaca direnç öyküsü olan bir kronik şizofreni hastasıdır. İlk edisod şizofreni olgumuzun belirtilerin şiddeti, tedaviye yanıtsızlık ve nöropsikolojik testlerdeki yetersizlik açısından literatürde mevcut olan bilgilerle uyuşmaktadır. Kronik şizofreni olgumuzun yıkımının belirgin olması hastalık süresi ve tedavi uyumsuzluğunun yanında CSP’nin şizofreninin etiyolojisindeki nörogelişimsel modeli düşündürmektedir. Şizofrenide geniş CSP ile literatürde tedaviye yanıtın karşılaştırıldığı bir araştırmaya rastlanmamıştır. İlerideki araştırmalarda tedaviye yanıtın araştırılması nörogelişimsel modelin psikiyatrik bozuklukların tedavisindeki etkilerinin gösterilebilmesi için önemli olduğu düşünülmektedir.
Case Report
Varenicline seizure: case report and literature review
Turkish Title : Vareniklin nöbeti: vaka raporu ve literatür derlemesi
Eyad al Nemer,Bandr Mzahim,Sharafaldeen Bin Nafisah
JNBS, 2019, 6(1), p:70-72
Varenicline emerged as an efficient smoking cessation medication. However, little is known about its association with seizures. Here, we report a case of a young male who suffered a seizure on the day of the last dose of the suggested drug regimen. We argue that the Varenicline seizure was a result of withdrawal rather than a side effect. We therefore discuss several clinical, legal and legislative implications toward the drug prescription and dispensing.
Vareniklin, etkili bir sigara bırakma ilacı olarak ortaya çıkmıştır. Ancak, nöbetlerle ilişkisi hakkında çok az şey bilinmektedir. Bu çalışmada önerilen ilaç dozajının son doz gününde nöbet geçiren genç bir erkek olguyu sunuyoruz. Vareniklin nöbetinin yan etkiden ziyade ilacın geri çekilmesi sonucu olduğunu düşünüyoruz. Bu nedenle, ilaç reçetesi ve dağıtımına ilişkin çeşitli klinik, yasal uygulamaları tartışıyoruz
Case Report
The differential diagnosis and treatment of sydenham’s chorea: a case report
Turkish Title : Sydenham koreanın ayrıcı tanı ve tedavisi : olgu sunumu
Fatih Dağdelen
JNBS, 2019, 6(1), p:73-75
Sydenham’s chorea is a Immune-mediated disorder of the central nervous system characterized by sudden, involuntary, arrhythmic, choreic, and purposeless movements. It is a nonsuppurative sequel of group A streptococcal tonsillo pharyngitis, which is known to be a common cause of chorea. According to the 1992 modified Jones criteria, acute rheumatic fever is a major criterion and is sufficient evidence on which to base a diagnosis. In this case report, an 11-year-old girl was admitted to the child and adolescent psychiatry clinic with involuntary contractions and emotional changes and was diagnosed with Sydenham's chorea with neurological consultation and his symptoms regressed with haloperidol and valproate therapy. Theaim of thestudy is to show the similarities in terms of mood and tic disorders in the differential diagnosis and treatment of sydenham chorea case who applied to child psychiatry clinic, can be an auxiliary source in a similar case.
Sydenham koreası ani, istemsiz, aritmik, koreik ve amaçsız hareketlerle karakterize otoimmün kökenli santral sinir sistemi hastalığıdır. Korenin sık görülen nedenlerinden olup, grup A streptokokkal tonsillo farenjitin non-süpüratif sekelidir. Sydenham koreası 1992 modifiye Jones kriterlerine göre akut romatizmal ateşin major kriterlerindendir ve tanı için yeterlidir. Olgu sunumunda çocuk psikiyatrisi kliniğine istemsiz kasılmaları, emosyonel değişiklikleri nedeniyle başvuran 11 yaşındaki kız hasta çocuk nöroloji konsültasyonu ile birlikte Sydenham koreası tanısı almış, belirtileri haloperidol ve valproat tedavisiyle gerileme göstermiştir. Çalışmanın amacı çocuk psikiyatri polikliniğine başvuran sydenhamkorea’lı vakanın ayrıcı tanı ve tedavisinde duygudurum ve tik bozuklukları açısından benzerliklerin gösterilmesi, benzer bir vakada yardımcı kaynak olabilmesidir.
Mini - Review
Turkish Title : Egzersizin dendritik dikenlerin yoğunluğu üzerine etkileri: egzersize bağlı bellek geliştirme uygulamaları
Paul D. Loprinzi
JNBS, 2019, 6(1), p:76-79
The purpose of this brief review was to highlight the potential mediational role of dendritic spine morphology on the exercise-memory interaction. I first start out delineating the role of dendritic spine density on episodic memory function and then discuss mechanisms involved in spine density alteration. Following this, I discuss the effects that exercise has on dendritic spine density, including its underlying mechanisms. Ultimately, this discussion will provide us with greater insights on the mediating mechanisms through which exercise may influence episodic memory function.
Bu kısa derlemenin amacı, dendritik dikenlerin morfolojisinin egzersiz--bellek etkileşimi üzerine etkisini incelemektir. Bu bağlamda, öncelikle dendritik dikenlerin yoğunluğunun epizodik bellek üzerine etkisinin altı çizilecek, ardından dikenlerin yoğunluğundaki değişiklikler mekanizması ile ilgili tartışılacaktır. Bundan sonrasında, egzersizin altta yatan mekanizmaları ile birlikte dendritik dikenlerin yoğunluğu üzerindeki etkisi tartışılacaktır. Son olarak, tartışma egzersizin epizodik bellek kapasitesi üzerindeki aracı rolü hakkındaki bilgilerimizi arttırmamıza imkan sağlayacaktır.
Letter to Editor
The neurobehavioral effects of exercise on memory function during pregnancy
Turkish Title : Gebelik sırasında bellek işlevinde egzersizin nörodavranışsal etkileri
Loprinzi Paul D.
JNBS, 2019, 6(1), p:80-81
Memory function is essential for optimal daily functioning. Emerging work demonstrates that memory function may be compromised during pregnancy. Encouragingly, exercise engagement may subserve memory function among various populations; however, limited research has evaluated whether exercise can attenuate memory impairment during pregnancy. This letter addresses this issue. Albeit limited, there is some research suggesting that exercise may alleviate this pregnancy-induced memory impairment, with mechanisms discussed herein. Future work in this under-investigated area is needed.
Bellek işlevi, günlük işlerde verimli çalışmanız için gereklidir. Yapılan çalışmalar hamilelik sırasında bellek işlevinin tehlikeye girebileceğini göstermektedir. Buna rağmen egzersizler çeşitli popülasyonlar arasında bellek işlevlerini koruyabilir; ancak sınırlı sayıda araştırma, hamilelik sırasındaki egzersizin bellek kaybını azaltıp azaltamayacağını değerlendirmiştir. Makalemiz bu konuyu ele almaktadır. Sınırlı da olsa egzersizin gebeliğe bağlı bellek bozulmasını, bu makale kapsamında tartışılan mekanizmalarla hafifletebileceğini öne süren bazı araştırmalar bulunmaktadır. Araştırılan bu alanda daha çok sayıda çalışmalara ihtiyaç vardır.
ISSN (Print) | 2149-1909 |
ISSN (Online) | 2148-4325 |
2020 Ağustos ayından itibaren yalnızca İngilizce yayın kabul edilmektedir.